bugün bu şarkının hissettirdiklerini ‘kelimeleri büken adam’ diye adlandırdığım kişinin yazdıkları bile hissettiremiyor.. bu şarkıya yeniden tutulmuş olmamın sebebinin o olduğu düşünülürse bu durum normal sanki..
bugün uzun zamandır yaşamadığım bir şey oldu.. bir şeye şahit oldum bugün evimde yalnızken.. elimde telefonla mutfağın zeminine nasıl çöktüm inanın bilmiyorum.. o duyguyu bilen bilir. acının had safhasıdır belki de.. ayakların tutmaz ellerin titremeye başlar ve tüm vücudun uyuşmuştur.. yapabildiğin tek şey gözyaşlarını akıtmaktır.. başka hiç bir şey düşünmezsin.. zaman yavaşlar.. gözlerin kararır yavaş yavaş…
kendine geldiğinde sakinleşmiş olursun ancak gözyaşları hala akmaya devam ediyordur…
bu son başıma geldiğinde yine sebebi aynı kişiydi ancak o kişi yanımdaydı… yere düşmeme engel olandı.. bana sımsıkı sarılan ve ‘beni bırakmayacağını ayakta durmam gerektiğini’ kulağıma fısıldayan kişiydi.. bütün hayatımı kollarında geçirebilirdim halbuki…… ağlamak hiç bu kadar huzur verici olmamıştı o güne dek..
peki ya şimdi.. bütün gün gözlerimden süzülmeye devam etmiş ve hala devam etmekte olan bu yaşları durdurmak için bana kucak açan birinin olmadığını biliyor oluşumun verdiği o ekstra buhran.. nasıl çıkılır bu karmaşanın içinden.. çaresini bilmiyorum..
bu gece nasıl sabaha kavuşur zaman bu denli yavaş akarken bilmiyorum ama bu gecenin sonuna bile güneş doğacak.. peki ya benim gönlüme çökmüş olan zifiri karanlığı nasıl bir ışık kaynağı aydınlatıp tekrar sevmeye ve sevilmeye dair olan umudumu yeşertecek?